Yepyeni bir yazıdan merhabalar 💛 Bugünkü yazımızda bir kitap ve o kitabın konusundan bahsedeceğiz. Konumuz; istifçilik.
Özellikle son dönemde, sadeleşmek ve minimal yaşama geçiş yapmak çok popüler oldu. Sadeleşmeyi popüler olduğu için değil de ferahlamak için istiyorsak ne mutlu. Ancak diğer türlüsünün kalıcı olmayacağını belirtmek isteriz. Oldukça sabır gerektiren bir süreç. İçerisinde paylaşmayı barındırıyor.
‘’İstif Çağı’’ kitabı, bize elimizdekinin yeterli gelebileceğini söylüyor. İhtiyacımız olmayan eşyalarımız, giymediğimiz kıyafetlerimiz, okumadığımız kitaplarımız, çocuklarımızın oynamadığı oyuncaklar vb. evlerimizde fazlalık haline geliyor. İnsanlar, satın aldıkça mutlu olacaklarını düşünüyorlar ancak yanılıyorlar. Yeni bir şeyler satın almak yalnızca geçici bir mutluluk verir. İstediğimiz her şeye sahip olmak bizi mutlu etmeye yetmiyor. Satın aldığımız eşyalar evlerimizde birikiyor, bizi strese sokuyor ve boğuluyormuşuz gibi hissetmemize neden oluyorlar. Sonra biz kullanmadığımız eşyaların, giymediğimiz kıyafetlerin kölesi haline geliyoruz. İstiflediğimiz her gereksiz şey, ömrümüzden ve zamanımızdan çalıyor. Kullanmadığımız şeylerin temizliklerine, düzenine gereksiz zaman harcıyoruz ve asıl zaman ayırmamız gerekenlere zamanımızı veremiyoruz. Bu da bizi, anlamsız bir yaşama sürüklüyor.
Sürekli indirimleri takip ediyor, ihtiyacımız olmayan şeyleri satın alıyoruz. Bir cekete ihtiyacımız varken iki ya da üç tane satın alıyoruz. Sonra giymediğimiz ceketlerimiz, gardıroplarımızda bir köşede bekliyor. Sonuç; ağzına kadar dolu ama bizi memnun etmeyen bir gardırop.
Trend tahmin uzmanı James Wallman bu kitabında, sahip olduğu her şeyi elinden çıkaran bir yöneticiden uzak bir dağ kulübesine taşınan hali vakti yerinde bir aileye, tüketim çılgınlığına sırtını dönen insanların hikâyelerini anlatıyor. Wallman’ın biriktirme çılgınlığına sunduğu çözüm ise çok basit ancak aynı ölçüde önemli. Değerlerimizi dönüştürmemiz lazım. Sahip olduğumuz şeylerden ziyade deneyimlerimize odaklanmalıyız. Yeni bir saat ya da yeni bir çift ayakkabı yerine dostlarımızla birlikte geçirdiğimiz zamana ya da paylaşabileceğimiz deneyimlere yatırım yapmalıyız. Psikoloji, ekonomi ve kültür konularındaki ilginç iç görüleriyle İstif Çağı, değişim konusunda hayati bir manifesto niteliğinde. Daha mutlu ve sağlıklı olmak isteyenlere, daha azıyla daha mutluyum diyenlere ilham olacak bir kitap.
Eğer istifçi olmak istemiyor ve gardırobunu ferahlatmak istiyorsan buraya
kitaplığında yer açmak istiyorsan buraya tıkla.
Bizi sosyal medya sayfalarımızdan takip edebilirsin. 💚
facebook.com/tarz2com
twitter.com/tarz2com
instagram.com/tarz2com